Gazze’deki son vahşet, sadece İsrail’in Gazze’yi roketlerle vurmakla kalmayıp, aynı zamanda İsrail’in eski Başbakanı Benjamin Netanyahu’nun savaş suçları işlediğini de gözler önüne bir kez daha seriyor. Bu olaylar, masum sivillerin ölümüne ve toplumların acı çekmesine yol açmış, tüm insanlık için kabul edilemez bir adaletsizliğin ve acımasızlığın simgesi haline gelmiştir.
Benjamin Netanyahu, İsrail’in Gazze’ye yönelik bu vahşetin baş aktörlerinden biri olarak kabul edilmelidir. Onun yönetimi altında, Gazze’de gerçekleşen sivil ölümleri ve altyapı tahribatı sorumluluğunu üstlenmelidir. İşte bu nedenle, uluslararası toplumun onun savaş suçlarına yönelik bir soruşturma başlatma zorunluluğu vardır.
İsrail, bu son saldırıda Gazze’ye yönelik saldırıları sürdürerek, tüm uluslararası toplumu şoke etti. Binlerce masum insan, evlerini, ailelerini ve yaşamlarını kaybetti. Çocuklar, kadınlar, yaşlılar ve sivil halk, çaresizce saldırıların hedefi haline geldi. İşte bu noktada, Benjamin Netanyahu ve onun liderliğindeki İsrail hükümeti, savaş suçlarına yönelik ciddi bir soruşturmanın başlatılmasını gerektiren bir rol oynamıştır.
İsrail’in topraklarını genişletme ve Gazze’yi de sınırlarına katma girişimidir bu.
Savaş suçlarına yönelik bu iddialar, yalnızca Gazze’deki son saldırıya değil, aynı zamanda İsrail’in uzun süredir devam eden Filistin meselesine yaklaşımına dair derin bir eleştiriyi de yansıtmaktadır. Netanyahu’nun liderliğindeki İsrail hükümeti, yıllardır Filistin topraklarına sürekli genişlemeye yönelik politikalar izlemiştir. Bu politikalar hem Filistinlilere hem de bölgedeki istikrara yönelik bir tehdit oluşturuyor.
Ayrıca, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları, uluslararası hukuka açık bir meydan okuma anlamına gelmektedir. Sivillerin hedef alınması, savaş suçu olarak kabul edilir ve bu tür eylemler için hesap sorulmalıdır. İsrail hükümetinin bu tür saldırılara karışanlar hakkında soruşturma başlatmaması, uluslararası toplumun haklı bir tepki vermesini gerektirir.
Ancak, bu trajedinin arkasında, tüm tarafların şiddetten kaçınma ve barışçıl bir çözüm arama sorumluluğunu hatırlamak önemlidir. Ancak şiddet, acımasızlık ve adaletsizlik, bu sorunların çözümünün önünde engellerdir.
Uluslararası toplumun sessiz kalmaması gerekmektedir. Netanyahu ve diğer savaş suçlarına karışan kişiler hakkında ciddi bir soruşturma başlatılmalıdır. Tüm taraflara ateşkese ve diyaloga derhal başlama çağrısı yapılmalıdır. Sivillerin korunması bir öncelik olmalıdır, ve herkes, barışın ve insan haklarının korunmasına yardımcı olmak için adımlar atmak zorunda.
Gazze ve diğer benzer bölgelerdeki insanlık dışı şiddete son verme sorumluluğu, sert ve kararlı bir şekilde vurgulanmalı. Şiddet ve ölüm, sorunların çözümü değil, sorunların derinleşmesine yol açar. Netanyahu’nun savaş suçlarına yönelik bir soruşturma başlatılmalı ve uluslararası hukukun gerektirdiği adalet yerine getirilmelidir. Barış ve insan haklarına saygı, tüm dünyanın çıkarına ve sorumluluğundadır. Bu trajedilerin bir daha yaşanmaması için tüm tarafların insanlığın temel değerlerine saygı göstermeleri gerekiyor.
