Türkiye’de ayrımcılık anketinde sinsi sorular…
Son günlerde sosyal medya yoluyla çeşitli dillerde yayılan bir anket dikkatleri çekiyor. Anket duyurusu aynen şöyle;
“DeZIM göç departmanı olarak biz uluslararası bir bilim insanı grubuyuz ve Türkiye dahil varış ve geçiş ülkelerinde ankete dayalı ve niteliksel araştırmalar yürütüyoruz. Bundan yola çıkarak, şu anda özellikle mülteciler ve diğer göçmen gruplara yönelik ayrımcılık ve dayanışma uygulamalarına ilişkin kısa bir çevrimiçi anket yürütüyoruz. Anket Türkçe, İngilizce, Arapça ve Farsça olarak doldurulabilir, katılımınızdan memnuniyet duyarız.”
DeZIM (Alman Entegrasyon ve Göç Araştırmaları Merkezi) kendilerini web sitelerinde şöyle tanıtıyor;
“Alman Entegrasyon ve Göç Araştırma Merkezi (DeZIM), entegrasyon ve göç, fikir birliği ve çatışma, sosyal katılım ve çeşitlilik ile ayrımcılık ve ırkçılık konularında araştırmalar yürütmektedir. Berlin’deki DeZIM Enstitüsü’nden ve Almanya genelindeki araştırma kuruluşları ağı olan DeZIM Araştırma Topluluğu’ndan oluşur.
DeZIM Enstitüsü üniversite dışı bir araştırma kurumudur ve Federal Aile İşleri, Yaşlılar, Kadınlar ve Gençlik Bakanlığı (BMFSFJ) tarafından finanse edilmektedir. Entegrasyon, Göç ve Konsensüs ve Çatışma olmak üzere üç araştırma bölümüne ayrılmıştır. Aynı zamanda Veri Yöntemleri İzleme Kümesi ve Araştırma Veri Merkezi DeZIM.fdz, “Demokrasinin Teşviki ve Demokratik Uygulama” Uzman Grubu ve Ulusal Ayrımcılık ve Irkçılık Monitörü’nü (NaDiRa) içerir.
DeZIM, entegrasyon ve göç konusunda Almanya’daki araştırmaları güçlendirmek ve onlara daha fazla uluslararası görünürlük kazandırmak istiyor. Bu amaçla diğer üniversite ve üniversite dışı araştırma kuruluşlarıyla birlikte çalışır. DeZIM ayrıca siyaset, sivil toplum ve medya alanlarında da etki yaratmak, entegrasyon, göç, ayrımcılık ve ırkçılık söylemlerinin daha objektif hale getirilmesine katkıda bulunmak istiyor. Siyasi alandan, kamu sektöründen ve sivil toplumdan temsilcilere bu konularda tavsiyelerde bulunur.”
Bu açıklama aslında çok şey söylüyor. DeZIM şu malum servislerce kurulan düşünce kuruluşu adı altında faaliyet gösteren bir yapıya sahip olarak karşımıza çıkıyor. Burada bir yanlış yok, her gizli servis bu tip yapıları kurar ve kullanır. İlginç olan bölümü açıklamanın sonundaki ibare; “ayrıca siyaset, sivil toplum ve medya alanlarında da etki yaratmak, entegrasyon, göç, ayrımcılık ve ırkçılık söylemlerinin daha objektif hale getirilmesine katkıda bulunmak…” Yani siyaseti dizayn etme, medyayı yönlendirme gibi bir işlevi var.
Ankette sorulan ve çoğu katılımcıları yönlendirme amaçlı sorular ve cevap tercihlerinden göze ilk çarpanlar şöyle;
-Türkiye’deki toplumsal gerginliklerden endişe duyuyorum.
Ne ölçüde katılıyorsunuz?
-Toplumsal gerilimleri düşünürken, birbirleriyle gerilim içinde olan toplumsal gruplardan hangileri aklınıza geliyor?
-Şiddetli bir çatışmanın çıkması veya şu an yaşadığım bölgeye yayılması yönünde somut bir tehdit var.
Ne ölçüde katılıyorsunuz?
-Aşağıdaki ifadelerden hangisi hanenizin mevcut ekonomik durumunu en iyi şekilde tanımlamaktadır?
Aşağıdaki cevaplardan birini seçin
*Yemek için para yeterli değil
*Para yiyecek için yeterli, ancak diğer temel ihtiyaçlar için yeterli değil (örneğin elektrik, haberleşme, mevcut eğitim)
*Para temel ihtiyaçlar için yeterlidir, ancak sağlık ve ev bakımıyla ilgili beklenmedik harcamalar (örn. ilaç, küçük ev onarımları) için yeterli değil.
*Para, temel ihtiyaçlar ve sağlık/bakım için yeterli, ancak pahalı dayanıklı malzemeler (örneğin yeni bir buzdolabı, restorasyonlar) için yeterli değil.
*Bazı pahalı dayanıklı malzemeleri almaya paramız yetiyor
*Uygun olduğunu düşündüğümüz hemen hemen her şeyi satın almaya gücümüz yetiyor
*Cevapsız
-Toplumumuzda yukarıya doğru yönelen gruplar ve aşağıya doğru yönelen gruplar bulunmaktadır. En üstte en iyi durumda olan ve en saygın konumdaki insanlar var. En altta ise en kötü durumda olan ve en az saygı duyulan konumdaki insanlar yer alıyor.
Lütfen Türkiye’deki mevcut durumunuzu düşünün. Aşağıda alttan (0) üste (10) kadar uzanan bir ölçek bulunmaktadır. Aradaki herhangi bir değer de geçerlidir. Kendinizi bu ölçekte nereye koyarsınız?
-Şimdi lütfen iki yıl önceki durumunuzu düşünün. Kendinizi bu ölçekte nereye koyardınız?
-Ayrımcılık deneyimleri
Bazen bize adil davranılmadığını düşünüyoruz. Şimdi size Türkiye’deki ayrımcılıkla ilgili değerlendirmeniz ve kişisel ayrımcılık deneyiminiz hakkında birkaç soru sormak istiyoruz.
Aşağıdaki ifadelere ne ölçüde katılıyorsunuz?
… benim menşe grubuma Türkiye’deki diğer gruplara kıyasla genellikle daha kötü davranılıyor.
… benim menşe grubum, Türkiye’deki diğer gruplarla karşılaştırıldığında haklarını (örneğin ifade özgürlüğü, din özgürlüğü) kullanma fırsatlarına daha az sahip.
-Son iki yılda: Türkiye’de kendi menşe grubunuza yönelik muamelede önemli değişiklikler fark ettiniz mi?
-“Menşe grubunuzu” düşündüğünüzde özellikle hangi grubu kastediyorsunuz?
-Lütfen Türkiye’de ayrımcılık nedeniyle aşağıdaki durumları kişisel olarak ne sıklıkta yaşadığınızı belirtiniz:
Son iki yıldır ayrımcılık nedeniyle sözlü saldırıya uğradım.
Son iki yıldır ayrımcılık nedeniyle fiziksel olarak tehdit edildim.
Bu gibi soruları daha sonra deprem felaketine ait olanlar izliyor. Bu bölümde depremden etkilenip etilenilmediği bakmakla yükümlü olanların sayısının artıp artmadığı da soruluyor;
-Depremlerin yaşandığı günden bu yana aldığınız destekleri düşününce, ne sıklıkla aldınız…
… geçimini sağlamak için yapılan bağışlar (örneğin para veya ayni)
… barınma ve bakım (örneğin geçici barınma, çocuklara, yaşlılara veya yaşlılara bakım konusunda destek)
Bu sorular manipüle edilmesi kuvvetle muhtemel sorular. Ayrıca, hedef kitle düşünüldüğünde bu anketin bilhassa muhalif kesimlere duyurulduğu da göze çarpan bir gerçek.
Alman kuruluş masumane göstermeye gayret ettiği ama yönlendirici bu anketten istediği sonuçları kolayca çıkartıp Türkiye’de ayrımcılık yapıldığını iddia etmeye hazırlanıyor gibi görünüyor.
Bu anketin İletişim Başkanlığı ve diğer ilgili kurumlarca dikkat ve ihtiyatla izlenmesinde büyük yarar var.
Yeni bir algı yönetimi geliyor…